UYUŞTURUCU MADDE İMAL VE TİCARETİ
Uyuşturucu madde imal ve ticareti eylemi TCK’nın 188 maddesinde hüküm altındadır. Bu madde ile suç olarak düzenlenmiştir. Belirttiğimiz maddenin 3. fıkrası “….Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır….” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere uyuşturucu imal ve ticareti yapmak suçu ağır sonuçlar içeren nitelikte bir suçtur. Sonuçları itibariyle ağır koşulları vardır. Bu nedenle sonuçlarının ağırlığı oranında katı usul koşulları gerektirmektedir.
Nedir Bu Usul Koşulları;
Nitekim Yargıtay ilgili ceza dairelerince oluşturulan yerleşik içtihatlar incelendiğinde uyuşturucu madde imal ve ticareti yapmak suçundan cezalandırma yapmak için bir çok olgunun aynı anda gerçekleşmesinin gerektiği, salt iddiaya dayalı olarak, yahut sadece soyut tanık beyanlarına dayanılarak bu suçtan ceza kararı verilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Özellikle, Ceza Muhakemeleri Kanununda yer alan usul işlemlerine uygun arama yapmak gerekir. Bu aramada uyuşturucu madde ele geçmelidir. Ayrıca ele geçen maddenin miktarı da önemlidir. Uyuşturucu madde ile birlikte bu maddenin ticaretinin yapıldığına emare teşkil eden diğer yan deliller (hassas terazi, paketlemede kullanılan folyo vb.) ele geçmelidir.
Sanığın müşteri arama, pazarlık yapma veya numune gösterme gibi eylemlerinin varlığı ek delil olacaktır. Yine sanığın uyuşturucu madde kullanıcısı olup olmadığı sonuca etki edecektir. Son alarak sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile geçimini ne ile sağladığı gibi olgular eylemin uyuşturucu ticareti kapsamında kalıp kalmadığının tespitinde önem arzetmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere her davanın ve her eylemin özelliği birbirinden ayrılmakla hukuki bir değerlendirme neticesinde ancak davaya mahsus savunmanın yapılabileceği, bu hususun da bir avukat aracılığıyla tespiti sanığın yararına olacaktır.
Örneğin, uyuşturucu ticareti yapmak suçundan mahkumiyet kararı vermesi için, yapılan aramada uyuşturucu maddenin yanı sıra, bu maddeleri paketlemede kullanılabilecek nesnelere rastlanması, uyuşturucu maddenin miktarının ölçümünde kullanılan hassas terazinin bulunması, miktar itibariyle kullanılmak üzere bulundurulduğu düşüncesinden uzaklaşılmasına sebebiyet verecek miktarlarda uyuşturucu madde ele geçirilmesi gerekmektedir.
Örnek Kabilinden;
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 29.09.2015 tarih ve 2015/3132E-2015/32300K sayılı kararında “……..01.01.2014 tarihli yakalama, üst arama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriğine göre, sanık Barış’ın ikametinden çıkarken görülen ve hakkındaki mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşen sanık Hüseyin’in avucunda iki adet net 0,016 gr eroin ele geçirildiği, Hüseyin’in savunmasında ele geçen uyuşturucu maddelerden birini sanık Cihan’dan aldığını belirttiği, ifadelerine başvurulan bir kısım tanıkların da farklı tarihlerde sanıktan uyuşturucu madde aldıklarını belirttikleri anlaşılmış olup, sanığın savunmasının aksine, ele geçen uyuşturucu maddeyle ilgisi olduğuna ilişkin, sanık Hüseyin’in soyut beyanı dışında, kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı, tanık ifadelerinde belirtilen uyuşturucu maddelerin de ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması….” gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozularak iade edilmiştir.
0 Yorum