Türkiye’de medeni hukuku kanunlaştırma çalışmaları üç aşamada incelenir: Tanzimat’la başlayan kanunlaştırma çalışmaları, İstiklal Savaşının kazanılmasından sonraki çalışmalar ve eski Türk Kanunu Medenisinin hazırlanması ve kabulü, nihayet yeni Türk Medeni Kanunun hazırlanması ve kabulü.

Tanzimat döneminde ilk kanunlaştırma hareketleri toprak hukuku ile borçlar hukuku alanında olmuştur. Avrupalılarla olan ticari ve ekonomik ilişkiler gittikçe gelişmiş, bu sebeple Fransız Ticaret Kanunundan Türkçeye çevrilerek aynen alınan Ticaret Kanunu yapılmıştır.

Bu dönemde Fransız Medeni Kanunun Türkçeye çevrilerek aynen kabul edilmesi gerektiği görüşü ile (Ali Paşa), Fıkıh esaslarına dayanılarak yerli ve dolayısıyla ülke gerçeklerine ve ihtiyaçlarına daha uygun düşeceği söylenen yerli bir kanun fikri (Cevdet Paşa) savunulmuştu. İkinci görüş ağırlık kazanmış ve buna uygun olarak 1876 yılında dini esaslardan faydalanmak suretiyle hazırlanan Mecelle kabul edilmiştir. Mecelle genellikle borçlar hukuku ilişkilerinden önemli bir bölümünü düzenlemiştir.

Osmanlı İmparatorluğunun hukuk sistemi tamamen dini kurallara dayanıyordu. İmparatorluk toplumunda Müslüman olmayan tebaayı, özellikle aile ve miras hukuku gibi bazı ilişkileri İslam hukuku kurallarına tabi tutmak mümkün değildi. Bu da İmparatorluğu oluşturan türlü dinlerdeki tebaaya kendi dini kurallarının uygulanmasını gerektiriyor ve ülkede tek bir hukukun uygulanmasına ve böylece hukuk birliğinin sağlanmasına engel oluşturuyordu. Osmanlı İmparatorluğunda modern ve teknik anlamda kanunlaştırma hareketleri, daha önce de belirttiğimiz gibi, 1839 yılından sonra Tanzimat’la başlar.

Konu hakkında daha detaylı bilgi talep edebilirsiniz.

Bilgi Talep Et Önceki sayfaya dön.