Sigorta hukuku sisteminin oluşumu açısından ise genel olarak şunlar söylenebilir: Sabit primli sigortanın doğuşuna ilk olarak deniz ödüncü müessesi sebep olmuştur. Sigortaya ilk önce denizcilik alanında ihtiyaç duyulmuştur, zira o zaman denizdeki rizikolar karadakilerden çok daha büyük idi[95]. Deniz sigortaları alanında Avrupada ilk önemli kodifikasyon 1435 tarihli Barcelona Ordonansıdır[96]. Kara sigortalarının doğuşu ise daha sonra, İngilterede büyük Londra yangının sonucunda olmuştur. Daha sonra Almanya ve Amerikada da düzenlemeler yapılmıştır. Fransada ise ancak XVIII. Yüzyılda sigorta mefhumu tam olarak yerleşmiştir.
Türkiyede özel sigortacılık, deniz sigortaları olarak 1864 tarihli Deniz Ticareti Kanununda düzenlenmiştir[99]. Bu hükümler uzun süre kara sigortalarına da uygulanmıştır[100]. Daha sonra aynı Kanuna 1906 yılında kara sigortalarına dair hükümler eklenmiştir. Sigorta endüstrisi ise XIX. yüzyılın sonunda başlamıştır. Ancak esas gelişme 1927 yılında çıkarılan Sigorta Murakabe Kanunu ile ortaya çıkmıştır. Sigortacılığın daha önce gelişmemesine en büyük etken dini düşüncelerdir. Bu sebeple sigortacılık önceleri tamamen yabancı şirketlerin elinde idi. İlk Türk sigorta şirketi 1893’te kurulmuştur.
1908 yılında yabancı anonim şirketlerle sigorta şirketleri hakkında bir nizamname çıkarılmıştır. Nihayet 1914 yılında, halen yürülükte bulunan Ecnebi Anonim ve Sermayesi Eshama Münkasem Şirketler ile Ecnebi Sigorta Şirketleri Hakkında Muvakkat Kanun yürürlüğe konmuştur.
Bu gün özel sigortaya ilişkin düzenlemeler Türk Ticaret Kanunu’nun 5. kitabında, batılı memleketlerin düzenlemelerinden faydalınarak mal sigortası, can sigortası ve denizcilik rizikolarına karşı sigortalar başlıkları altında düzenlenmiş, ayrıca Karayolları Trafik Kanunu da trafik dolayısıyla zorunlu mali sorumluluk sigortası ile isteğe bağlı mali sorumluluk sigortasını düzenlemiştir. Türk Ticaret Kanunundaki sigortaya dair hükümlerin düzenlenme tarzı şu özelliğe sahiptir: kara sigortaları ile deniz sigortaları tamamen ayrı olarak ve farklı sistem içinde düzenlenmiştir. Bunun sebebine gelince, TTKnın yürürlüğünden önce, kara sigortaları 1926 tarihli eski Ticareti Kanunu’nun sonunda muhtelif Avrupa ülkeleri örnek tutularak düzenlemişti. Deniz sigortaları ise 1929 tarihli Deniz Ticareti Kanunu’nun sonunda olup, adı geçen kanunla beraber Alman kanunlarından aynen alınmış bulunmaktaydı. İşte bu iki grup hükümler bazı küçük değişikliklerle, aralarında bir ahenk temin edilmeden bugün yürülükte olan TTK’ya alınmışlardır. Buna gerekçe olarak da, çok yakın bir gelecekte bağımsız bir sigorta kodunun çıkarılacağı gösterilmiştir. Ancak bu güne kadar böyle bir kod çıkarılmamıştır.
Sigortacılık sektörü ile ilgili düzenleme ise, devletin sigorta şirketlerini kontrolünü sağlamak amacıyla çıkarılan Sigorta Murakabe Kanunu’dur. Ayrıca sigorta ve reasürans şirketleriyle ilgili yönetmelikler de mevcuttur.
Bu gün yapılacak olan çalışmalar Avrupa Birliğinin 1987 yılı sonunda Sigorta konusunda tamamlanan 15 direktifine uyumlaştırma çalışmalarıdır. Bunlar özellikle reasürans, otomobil sigortaları, zarar sigortalarında kuruluş serbestisi, sigorta aracıları, müşterek sigorta, hayat sigortası, imalatçı mesuliyet sigortası, hukuki himaye ve kredi sigortası konularındadır.