Gerçek anlamda telif hakkıyla ilgili ilk hukuki metin 1857 tarihli Telif Nizamnamesi’dir. Bu Nizamname’ye göre basılan nüshalar tükeninceye kadar, eseri basan şahsa tekel hakkı tanınıyordu.

Osmanlı Dönemi’nde, fikir ve sanat hukukuna ilişkin en esaslı kanun 1910 tarihli Hakkı Telif Kanunu’dur. Kanunun amacı eser sahiplerinin haklarının korunmasıdır. Ancak eser kavramı bugünküne göre dar tespit edilmiştir. Fotoğraf eserleri, sinema eserleri ve radyo yayınları düzenlenmemiştir. Fikri mülkiyet görüşü etkisinde yazılmıştır. 1952 yılına kadar yürülükte kalmıştır.

Milletlerarası ilişkilerin gelişmesi ve özellikle Avrupa ülkeleriyle olan kültür alışverişi yerli ve yabancı fikir ve sanat eserlerinin milletlerarası alanda korunması zorunluluğunu doğurmuştur. Türkiye 1951 yılında Bern Sözleşmesi’nin 1948’de Brüksel’de değiştirilen şekline katılmıştır. Fikri haklarla ilgili temel kanun, 1951 tarihli Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’dur (bu Kanunu Prof. E. Hirsch hazırlamıştır). Bu Kanunun Bern Sözleşmesine paralel hükümler taşımaktadır. 1986 tarihli Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu da bu alanı düzenleyen diğer bir kanundur. Avrupa Birliği mevzuatına uyum çalışmaları çerçevesinde markalar hukuku, patent hakları, coğrafi işaretlerle ilgli yeni düzenlemeler de yapılmıştır.

Konu hakkında daha detaylı bilgi talep edebilirsiniz.

Bilgi Talep Et Önceki sayfaya dön.