Bilindiği üzere İcra ve İflas Kanununda benimsenen genel haciz yolu ile ilamsız takip şekli ile elinizde hiçbir belge olmasa dahi, kişiler hakkında icra takibi açılabilmekte. Bu husus ülkemizdeki ticari hayatın halen güven ilişkisine dayanmasının neticesidir. Özellikle tüketici işlemlerinde taraflar belge almadan dahi alışverişlerini tamamlamaktadır. Bu nedenledir ki elinizde belge olmasa dahi ilamsız takip hükümlerinden faydalanarak alacağınızı tahsil cihetine gidebilirsiniz.
Bu takip şeklinde karşı taraf itiraz etmez ise İİK’nun tüm hükümlerinden faydalanarak alacağınızı tahsil edebilirsiniz. Ancak karşı taraf itiraz ettiği vakit, takibe devam edebilmek için icra dairesine itirazın iptaline-kaldırılmasına yönelik karar sunmanız gerekmektedir. Bunların usulleri makalemizin konusu değildir. Bu yüzden yüzeysel olarak değinip geçmekte yetineceğiz.
Kısa bir girişten sonra asıl makale konusuna gelecek olursak; yukarıda değinildiği üzere ilamsız takip yöntemiyle hakkınızda haksız bir takip yapıldığı takdirde ne yapabiliriz?
Öncelikle burada hayati önem taşıyan husus haksız takibin borçlusunun itiraz sürelerini kaçırmadan sebeplerini de belirterek İİK’ya uygun bir itiraz dilekçesiyle borca itiraz etmelidir. Bu itiraz takibi olduğu yerde durduracak ve dava açma külfetini alacaklıya yükleyecektir. Bu aşamadan sonra takibe devam edilebilmesi için yapmış olduğunuz itirazın kaldırılmasına ya da iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Bunun için de hakkınızda dava açılması gerekmekte. Bu aşamada mantıklı olan hakkınızda dava açılmasına beklemek olacaktır. Ancak bunu beklemeden alacaklının haksız takip yaptığından bahisle (maddi zararınız varsa) maddi ve manevi tazminat davası açabilirsiniz.
Ülkenin son dönemlerde elektronik ortama yapmış olduğu yatırımlar neticesinde kişiler hakkındaki özellikle ekonomik veriler ilgili kurumlarla paylaşılmakta olup, hakkınızda açılan icra takipleri de yine ekonomik manada size temas eden kurumlar tarafından görülmektedir. Bu nedenle yersiz bir icra takibi bile itibar kaybına, kredinizin onaylanmamasına, ticari faaliyetlerinize, müşteri ilişkilerinize vs… zarar verebilecektir.
Her ne kadar tam manada telafi olmasa da böyle bir zararın müsebbibi olan takip alacaklısının, uğranılan zararın en azından ekonomik karşılığını ödemesini istemeniz en tabii hakkınızdır. Keza bu isteğinizin Türk Hukukunda karşılığı bulunmakta ve her ne kadar düşük meblağlar olsa da (maalesef ülkemizde maneviyatın önemsiz görülmesi nedeniyle kanaatimizce yanlış olarak manevi tazminat miktarları hayli düşük) Yargıtayda desteklemektedir.
Bu tazminat için genel mahkemelerde dava açmanız ve icra takibinin haksız olarak açıldığını, istemiş iseniz maddi zararlarınızı, maddi kayıplarınızı ispat etmeniz gerekmektedir.
İlgili Yargıtay Kararları
T.C.YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2016/7581 KARAR NO : 2017/3351
Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre; dava, haksız icra takibi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, davacıların, dava dışı firmanın davalıdan kullandığı kredi borcunun kefili bulundukları, anılan kredi borcunun ödenerek sona erdiği, davalı personelinin kredi sözleşmesinde oynama yaparak kredi limitini artırdığı, davalının bu nedenle davacılar aleyhine icra takibi başlattığı, davacıların araçlarına, taşınmazlarına ve davacı gerçek kişinin Bağ-Kur maaşına hacizler tatbik edildiği, davacıların açtığı menfi tespit davası sonucu borçlu olmadıklarının tespiti sonrasında uzun süre sonra hacizlerin kaldırıldığı, sahteciliğin mahkeme kararı ile sabit olduğu, asıl ve birleşen dava yönünden her iki davacının manevi zarara uğradığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, haczin tatbik tarihi, devam ettiği süre göz önüne alınarak asıl ve birleşen davada manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile asıl dava yönünden her iki davacının uğradığı maddi zarar miktarı tespit edilememiş ise de, haksız takip ve uygulanan hacizler sebebiyle maddi zarara uğradıkları kabul edilerek dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 42 maddesi gereğince maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile asıl dava yönünden davacı D… için 2.000 TL maddi, 3.000 TL manevi tazminatın 05/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davacı A…Elektrik Ev Aletleri Tic. ve San. Ltd. Şti. için 4.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, birleşen dava yönünden davacı A… Elektrik Ev Aletleri Tic. ve San. Ltd. Şti. için 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
YARGITAY 4. Hukuk Dairesi ESAS: 2014/14323 KARAR: 2015/11770
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı adına düzenlenen sahte kimlik belgesi ile dava dışı Halim Selçuk tarafından davalı bankadan davacı adına kredi kartı çıkartarak harcama yapıldığı Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/167 Esas, 2013/106 Karar sayılı dava dosyası ile sabit olup, yapılan harcamalardan kaynaklanan kredi kartı borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı banka tarafından Sarıkamış İcra Müdürlüğünün 2013/110 sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibi başlatıldığı, davacının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği, davalı banka tarafından gerekli dikkat ve özen gösterilmeden davacı adına kredi kartı çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
Olayların gelişimi gözetildiğinde, davalının haksız icra takibi yaptığı sabittir. Mahkemece haksız icra takibi nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinin kabulü ile davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY 4. Hukuk Dairesi ESAS: 2015/2330 KARAR: 2016/795
Mahkemece, icra takibine konu aboneliğin davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davacının icra dosyasındaki tüketim bedeli nedeni ile bir borcunun bulunmadığının tespitine, tüketici kredisinin dava konusu icra takibi nedeniyle alındığı hususu davacı tarafından ispat edilemediği, davacının evinde veya iş yerinde fiili bir haciz olmaması icra talebi nedeni ile kişilik haklarının zedelenmediği ve manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden; davacı … hakkında …. 2012/2264 E sayılı dosyada ilamsız icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği,… 2012/20989 soruşturma nolu dosyasında davacı hakkında böyle bir aboneliğin bulunmadığı, şirketle yapılan yazışmalardan ve adreste yapılan tahkikattan elektrik şirketinin sehven böyle bir takip yaptığı sonucuna varılmıştır. Davalı tarafından davacı aleyhinde başlatılan takibin haksız olduğu ortaya çıkmış olup bundan dolayı davacının uğradığı manevi zarardan davalı sorumludur.
0 Yorum